Giyilebilir cihazların kurumsal yaşama etkisinden bahsetmeden önce bu cihazların kısa bir tanımını yapmak gerekirse giyilebilir cihazları, kullanıcıların vücutlarına giyebildiği küçük bilgisayarlar olarak tanımlayabiliriz. Bu cihazlardan bazılarını kıyafetinize tutturmanız gerekirken, bazılarını ise saat, gözlük gibi formlarda kullanabiliyorsunuz. Son zamanların en dikkat çeken giyilebilir cihazları ise Google Glass, Pebble akıllı saat, Samsung’un Gear akıllı saatleri ve Fitbit Flex gibi ürünler diyebiliriz ancak bunlara Google’ın geliştirdiği Android Wear sayesinde eklenecek yeni cihazları da unutmamak lazım. Motorola’nın hazırladığı Moto 360 gibi birçok ürünü kullanıcılar heyecanla bekliyor.
Her geçen gün artan ürün çeşidi ve gelişen cihazlar ile birlikte bu ürünlerin kullanım alanları da gelişiyor. Başlangıçta sportif faaliyetlerde kullanılmak üzere kıyafetlere tutturulan aksesuarlar şeklinde ortaya çıkan cihazlar şimdilerde uyku kalitenizi hesaplayabiliyor, arabanızı nereye park ettiğinizi size hatırlatıyor, garaj kapınızı açıp kapatabiliyor ve buna benzer aklınıza gelebilecek birçok işlevi yerine getirebiliyor. Durum böyle olunca da bu cihazları kurumsal alanda verim ve performansı arttırıcı yönde kullanabilir miyiz sorusu akıllar geliyor.
Aslına bakacak olursanız her ne kadar bu soru son zamanlarda gündeme geliyor olsa da uzun yıllardır giyilebilir cihazları kullanan birçok şirket mevcut. Örnek vermek gerekirse Tesco firması 2004 yılından beri İngiltere’deki 300 farklı noktasında bu cihazlardan yararlanıyor. Çalışanlar topladıkları malların listesini tutan kol bantları kullanıyor ve 2.8 inçlik ekrana sahip bu bantlar çalışanın iş bitirme süresini tahmin edip yeni görevlerini bildiriyor. Bir diğer örnek ise ünlü uçak ve helikopter üreticisi Boeing’e ait. Yaklaşık 20 yıl önce pilotların ibrelere bakmadan kritik bilgileri takip etmesini sağlamak amacıyla kokpitlere uyarı ekranları koydu ve o günden bu güne bu alandaki başarısı artarak devam ediyor. Tesco ve Boeing birçok örnekten sadece iki tanesi. Bu örneklerin yanına Bell Canada, Schneider gibi 1990’lı yıllardan beri giyilebilir cihazları kullanan firmaları eklemek mümkün.
Giyilebilir cihazların bu alanlarda kullanımlarının en önemli amacı hiç şüphesiz performansı ve bununla birlikte verimi artırmak. İster büyük bir dağıtım merkezi ya da bir fabrikadaki üretim hattı çalışanı olsun ister beyaz yakalı bir şirket çalışanı olsun. Giyilebilir cihazlar herkes için benzer şekilde kullanılabilir. Örneğin, büyük bir fabrikadaki forklift operatörü taşıyacağı her malzeme için bir panoyu takip etmek yerine Google Glass benzeri bir akıllı cihaz ile ne zaman, nereye, neyi götürmesi gerektiğini çok rahat bir şekilde takip edebilir. Benzer şekilde forklift operatörlerinin giyilebilir cihazlarının bağlı olduğu bilgisayar da zaman ve hareket analizi yapıp, her bir forkliftin daha verimli çalışması için gerekli görevlendirmeleri doğru şekilde yapabilir.
Bir başka örnek vermek gerekirse, mobil bir çalışan günde ortalama 150’den fazla akıllı telefonunu kontrol ediyor ve her bir kontrol en az 20 sn sürüyor. Bu süreyi hesapladığınızda günlük olarak neredeyse 1 saate varan bir iş saati kaybı olduğunu görüyorsunuz. Üstelik sadece mobil çalışanlar değil birçok çalışan aynı kontrolü gerekli, gereksiz yapıyor. Ancak akıllı telefona bağlı olarak çalışacak bir akıllı saat ya da gözlük ile bu işlem neredeyse onda biri sürede gerçekleştirilebilir hale geliyor. Bu da hem çalışanını zaman kazanmasına hem de dikkatinin dağılmasına engel oluyor. Aynı şekilde bu akıllı saatler ile toplantılarda toplantıyı bölüp, katılanların dikkatini dağıtmadan telefonunuza gelen çağrı, sms, e-posta gibi bildirimleri sadece saatinize bakarak öğrenebilmeniz mümkün.
bültenlerimizden ve önemli haberlerden ilk önce siz haberdar olmak istiyorsanız lütfen formu doldurun.
